Depremde konut sigortasının tamamlayıcılığını unutmayın

DASK'ta 100 metrekarelik bir konut için sağlanan teminat 80.000 TL ile sınırlı. Onu tamamlayan konut sigortasında ise sadece bina değil, eşyalar da kapsamda ve evin yeniden inşa değeri kadar teminat var

Sigortada sık karşılaşılan sorulardan biri de DASK adıyla da bilinen zorunlu deprem sigortası ve konut sigortası arasındaki farktır. Doğrudan deprem sonucu oluşan zararları karşılayan DASK, bu kapsamda deprem sonucu meydana gelen yangın, patlama, tsunami ve yer kaymasının sadece binada meydana getirdiği maddi hasarları karşılıyor. Yani DASK poliçesinin limitini aşan hasarları DASK karşılamıyor. Deprem sonucu yaşanan hasarlar DASK teminat limitini aştığında ise devreye ‘ konut sigortası’ giriyor. Çünkü konut sigortası, yangından su basmasına, hırsızlıktan sosyal hareketlerin yarattığı hasarlara kadar pek çok alanda binayı ve içindeki eşyaları teminat altına aldığı için teminat limiti çok daha fazla. Konut sigortası bunlarla birlikte deprem riskine karşı da güvence veriyor ancak bu güvenceyi sigortaya ekletmek isteğe bağlı olarak ilerliyor.

Evinizin değeri kadar teminat nasıl oluyor?

Depremin yanı sıra yangın, fırtına, sel ve su baskını gibi birçok durum için tek poliçede güvence sunan konut sigortasının önemine dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç, depremin de dahil olduğu pek çok afet kaynaklı maddi hasardan konut sigortası ile korunmanın mümkün olduğunu kaydetti. Koç, “Türkiye’de 1999 Marmara Depremi’nden sonra deprem sigortası zorunlu hale geldi. Zorunlu deprem sigortası, 1 metrekare için 800 TL limit üzerinden, konutun metrekare büyüklüğüne göre hesaplanan bir limit ile teminat sağlar. Örneğin 100 metrekarelik bir konut için zorunlu deprem sigortası ile sağlanan teminat tutarı, 80.000 TL ile sınırlıdır. İlaveten konutunuz ne kadar büyük olursa olsun, sağlanan teminatın üst limiti, 170 bin TL ile sınırlıdır. Zorunlu Deprem Sigortası’nı tamamlayıcı role sahip olan Konut Sigortası ile ise, evinizin yeniden inşa değeri kadar teminat almanız mümkün. Konut sigortası sadece binayı değil, evin içindeki eşyaları, yaşayanları ve sorumluluklarını da teminat altına alabiliyor” açıklamasını yaptı.

Sigortalılık devletin yükünü de hafifletiyor

Gerek deprem gerekse sıklığı artan diğer doğal afetler nedeniyle oluşan maddi kayıpları en aza indirmek için sigortalılığın önemine dikkat çeken Koç, şöyle konuştu: “Deprem kuşağında olduğumuz gerçeğinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak peşi sıra doğal afetler yaşamaya başladık. Son dönemde meydana gelen olaylarda can kaybının yaşanmaması bizim için tek sevindirici unsur. Ancak konutlar, işyerleri, araçlar her afette ciddi hasar görüyor. Sigortalılık oranının yeterli oranda olmaması bireyler bazında mağduriyet yaşatırken, devlete de ciddi bir yük getiriyor. Doğal afetlerde devletin oluşan zararın tamamını tazmin etmesi beklenmemeli. Bu durumlarda sigorta şirketleri devletin en büyük destekçisi olmaya aday. Afet sonrasında oluşan mağduriyetler için devletin ayırdığı bütçenin, önleyici tedbirler ve altyapı yatırımları için harcanması daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Bunu sağlamanın tek yolu ise sigortalılık oranının artırılmasıdır.”

Türkiye’de yılda 20.000 deprem olduğunu biliyor musunuz?

Büyük bölümü birinci ve ikinci derece deprem kuşağında yer alan Türkiye'de, yılda 20 bin civarında deprem meydana geliyor. Yaşanan doğal afetler arasında, yarattığı hasar ve can kaybı açısından değerlendirildiğinde % 61 ile deprem ilk sırada yer alıyor. Çok sayıda can kaybına neden olan 17 Ağustos depreminde; 66 bin bina ağır hasar aldı veya yıkıldı, 67 bin bina orta, 80 bin bina ise hafif hasar aldı. 14 milyon kişiyi etkileyen deprem, 12 milyar dolara varan bir maddi kayba neden oldu.

Yunanistan’ın Kos adasında 21 Temmuz’da yaşanan depremde, Türkiye’de can kaybı meydana gelmezken, Muğla’nın Bodrum ilçesinde pek çok binada hasar oluştu. Deprem sonrası Anadolu Sigortalılardan gelen ihbarlar doğrultusunda, yaklaşık 1 milyon 340 bin TL’lik hasar söz konusu.

Emlakjet Haber

0 Takipçi