Son çeyrekte enflasyonist etkilere önlem alınmalı

Yılın son çeyreği, faiz indirimleriyle sektörün olumlu beklentilerinin zirve yaptığı bir dönem. Arz edilen, stoktaki konutlar şu an için talepten daha yüksek olduğundan sert bir fiyat yükselişi beklenmese de uzmanlar talep artış hızını izleyerek önümüzdeki çeyrekte doğabilecek enflasyonist etkilere karşı da önlem alınması konusunda uyarıyor

Ağustos ayı ile Emlak Konut ve GYODER kampanyalarının ardından bankaların faiz indirimine gitmesi sonucu canlanan talep, internet üzerinden konut kredisi aramalarını 5 katına çıkardı, konut kredi faizlerini yüzde 0.70'e, vadeyi de 120 aya çeken kampanya kapsamında Emlak Konut projelerinde 25 günde 2 bin 200 bağımsız bölüm satıldı. 1 milyar 450 milyonluk ciro yapılan projelerde günde ortalama 90 konut satışı gerçekleşti.

Öte yandan Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre 5-19 Ağustos tarihleri arasındaki iki haftalık dönemde konut kredilerindeki artış 329.6 milyon lirada kaldı. Merkez Bankası'nın indirim sürecine devam etmesi, küresel likidite bolluğunun etkisiyle bankaların finansmana erişimde sıkıntı yaşamaması ve hükümetin konut yardımının da devreye giriyor olması, faizlerin düşeceğine ilişkin beklentileri güçlendirdi. GYODER kampanyasının gelen taleplerle uzayacağının görüşüldüğü bugünlerde, uzmanlar son çeyrekle ilgili beklentilerini Emlakjet ’e değerlendirdi:

Arz fazlası gidene kadar fiyatta sert yükseliş olmaz

Son çeyrekte enflasyonist etkilere önlem alınmalı

Merkez Bankası’nın sadeleştirme politikası çerçevesinde Mart ayından bu yana faiz koridorunun üst bandında indirim yapıldığını hatırlatan ALB Forex Araştırma Uzmani Rıdvan Baştürk, “Böylece faiz koridorunun üst bandı (gecelik borç verme faiz oranı) yüzde 8.75’e kadar gerilerken faiz koridoru tarihin en dar aralığına gerilemiş oldu. Bu sürede marjinal fonlama faiz oranı ise yüzde 7.98’e kadar geriledi. Ancak bu aşamada Merkez Bankası’ndan yapılan faiz indirimlerinin konut kredi faizlerine sınırlı yansıdığını gördük” dedi. Konut piyasasında talebin canlandığını ve bankaların peşi sıra konut kredi faizlerinde gittiği indirimlerin tüketiciler için finansmanı kolaylaştıracak hamleler olduğunu kaydeden Baştürk, “Ancak bu indirimlerin konut fiyatları üzerinde etkisi sınırlı kalabilir. Çünkü mevcut konjonktürde arz fazlası mevcut. Yapılan faiz indirimleri talebi canlandıracak olsa da arz fazlası gidene kadar konut fiyatlarında sert yükselişler söz konusu olmayabilir. Türkiye’de konut fiyatları 2011 yılından bu yana bir ivme kaydetmekte. Özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara bu yükselişte baş rolü oynamakta. Yapılan faiz indirimleri sonrası bu görüntünün yılın ikinci yarısında da devam etme ihtimali mevcut” değerlendirmesinde bulundu.

Beyaz eşya ve hizmet sektöründe domino etkisi

Konut kredilerinde yapılan esnekliklerin yansımalarının yılın son çeyreğine girerken görüleceğini belirten Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekcen, beklentilerin yaz döneminin ardından genel olarak bayram sonrasına ertelenmesinin kredi talebinin de gecikmeli olarak artmasına sebep olacağını kaydetti. İç talebi canlı tutmak ve büyümeyi teşvik etmek adına kaldıraç etkisinin ilk olarak konut piyasasından başlatıldığını belirten Çekcen, “Faiz indirimine gidilmesi, kredi maliyetlerini azaltıp talebi artırıcı bir etki yaratırken, kullanılan kredilerin yatırım araçlarına yönelmesi başta inşaat sektörü olmak üzere, konut, beyaz eşya ve hizmet sektörüne de domino etkisi görülebilecektir” diye konuştu. Enflasyonist risklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Çekcen, “Bilindiği üzere son açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (Enflasyon) %8.79’a çıkarken, Çekirdek enflasyon ise %8.70 ile katı duruşunu korudu. Talep artışı izleyen süreçte hızlanırsa fiyatlar üzerinde baskı yaratabilir ve bu noktada enflasyon tarafı yukarı yönde etkilenebilir. Bu sebeple yılın son çeyreğine girerken talep izlenerek enflasyon gelişmeleri göz ardı edilmemeli ve buna göre önlemler alınmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Refinansman yerine ne yapılabilir?

Çekcen, Emlakjet’e yaptığı açıklamada konut kredi faizlerinin düşmesinin halihazırda konut kredisi ödeyen mevcut yatırımcılarda refinansmanı gündeme getirdiğini ancak şu an itibariyle bankaların böyle bir yapılanma içerisinde olmadığını gördüklerini kaydetti. Şu an itibarıyla bir çok bankanın mevcut tüketicilerine refinansman (düşük faizle kredi borcunun tekrar yapılanması) yaptırmadığını bildiklerini kaydeden Çekcen, şöyle devam etti: “Bu sebeple bu noktada yeni bir adım gelir ve mevcut kredi borcu olanlara yeni faizlerle yapılanma gelirse bu vadeye göre yeni bir imkan yaratabilir. Ancak şu süreçte konut kredisi ödeyenler için başka bir yöntem düşünülebilir. Kredi borcunun ödendiği mevcut evleri elden çıkarıp, daha düşük faizle yeni bir ödeme planıyla ev alımı yoluna gidilebilir. Ancak bu noktada banka uzmanlarıyla kar-maliyet vade yapısı ve taksit tutarla iyi hesaplanmalı ve bu özellikle eski ve yeni maliyet arası farkların ne kadar olacağı göz önünde bulundurulmalıdır.”

Yıl 1.5 milyonluk konut satışıyla bitebilir

Son çeyrekte enflasyonist etkilere önlem alınmalı_1

Bayram tatili, yaz mevsimi genel durgunluğu ve 15 Temmuz kalkışma hareketinin Temmuz ayını tamamen verimsiz bir hale getirdiğini, ancak Ağustos’la beraber sektörün çok hızlı toparlandığını belirten ERA Gayrimenkul Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, “TOKİ ve Emlak Konut GYO'nun başını çektiği hareket GYODER ile hız aldı. Son rakamlar umut verici oldu. 2015 yılı Ağustos toplam konut satışı 1.024 iken, bu yıl 15 günde 2.000 gibi bir rakama ulaşıldı. Ciddi bir artış var. Bankaların da hızlı adaptasyonu ile muhtelif geri ödeme yıllarındaki % 1'in altına düşen faiz oranları, sisteme 'can suyu' kattı. Bu yılı kesin olarak geçen yıla göre artan bir sayı ile bitireceğiz. Benim tahminim; yıl sonunda toplam 1.500.000 adetlik bir satış rakamına ulaşmak mümkün olur” değerlendirmesinde bulundu.

Alım kararını haklı nedenler ile erteleyen tüketicilerin bugünün avantajlarının kullanacağını belirten Baygan, “Tüketiciler ilanları iyi takip edip 1. el ya da güvendikleri gayrimenkul danışmanına başvurarak 2. el konut almak için bu fırsatı iyi değerlendirmelidir” dedi.

Tapu harcı % 4’ten % 1’e çekilmeli

Son çeyrekte enflasyonist etkilere önlem alınmalı_2

Bu dönemde herkesin ekonomiyi canlandırmak adına elini taşın altına koyduğunu kaydeden İş GYO Genel Müdürü Turgay Tanes, kamu tarafının da yapacağı bazı iyileştirmelerle bu seferberliğe dahil olmasının mümkün olduğunu belirtti. Tanes şöyle devam etti: “Örneğin tapu harçlarında yüzde 4’lik bir oran uygulanıyor yani ortalama 300 bin TL’lik konut için alıcının ödeyeceği tapu harcı 12 bin TL. Bu çok yüksek bir rakam. Maliyenin bu oranı yüzde 1’e çekmesi talepleri olumlu yönde etkileyecek ve bu satışlara mutlaka yansıyacaktır. Nitekim 2009 ekonomik krizinde hem tapu harçlarında hem de KDV’lerde bir takım avantajlar sağlanmıştı ve o dönem elde edilen gelir bu indirim yapılmadan öncesinden daha fazlaydı. Tapu harcının yüzde 1’e çekilerek tüketici üzerindeki bu yükün azaltılması gerekiyor.”

GYODER İcra Kurulu Başkanı Haluk Sur da vergi desteğine dikkat çekiyor. Sektörün KDV’nin indirilmesi, sektörün her tarafı için tek bir KDV oranı olması, damga vergisinin mükerrer olmaması gibi sorunları olduğunu dile getiren Sur, damga vergisini teke indirmeye yönelik bir düzenleme üzerinde çalışıldığını belirtiyor.

Emlakjet Haber

0 Takipçi