Depremde en az 2 Şişli kadar açık alan yaratmak şart!

Olası bir depremde, İstanbul’un sadece dörtte biri etkilense bile çadır kurulumu için 4 bin hektarlık açık alan gerekiyor. Mevcut açık alansa sadece 2 bin hektar. Acil ihtiyaç duyulan açık alan, 2 Şişli veya 2 Bağcılar kadar alanı kapsıyor. Bu nedenle Kentsel Strateji’nin Kurucusu Ali Faruk Göksu’ya göre açık alan yaratmayana imar hakkı verilmemeli

Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin GYODER işbirliğiyle dün düzenlediği 2. İnşaat Ekonomisi Zirvesi’ne ‘Daha etkili sonuçlar için dönüşüm nasıl olmalı?’ konulu panel damga vurdu. Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, Kentsel Strateji’nin Kurucusu Şehir Plancısı Ali Faruk Göksu’nun kentsel dönüşüm e dair tespitleri, içinde bulunduğumuz riskli coğrafyaya ve alınması gereken acil önlemlere ışık tutması açısından önemli.

‘Kamusal alan odaklı bir kentsel dönüşüm şart’

Göksu’nun verdiği bilgiye göre, İstanbul’da yerleşik 100 bin hektar gri alan var ve burada 17 milyon kişi yaşıyor. Bu alandaki yeşil alan miktarı ise 2 bin hektar kadar. Yarın bir deprem olsa ve bundan İstanbul’un yarısı değil sadece dörtte biri etkilense, dörtte bir alan için depremde 4 bin hektarlık bölgeye çadır alanı kurulması gerekiyor. Acil olarak şu an var olan 2 bin hektarlık alan kadar daha yeşil alan yaratmamız gerektiğini kaydeden Göksu, “Bu gerekli alan, 2 Şişli ilçesi kadar, 2 Bağcılar veya 3 Güngören demek. Kolay ulaşabileceğimiz bir hedef değil ama zorunlu. Kamu yeni bir kentsel dönüşüm senaryosu yazacaksa, olmazsa olmaz kırmızı çizgimiz ‘açık alan yaratmak’ olmalı. Meydanlar, sokaklar, parklar, kafeler gibi insanların toplanabileceği, bir araya gelebileceği ‘kamusal alanlar’ yaratmayana imar hakkı verilmemeli” diye konuştu.

Kentsel dönüşümü yeterince iyi yönetebiliyor muyuz?

Dünyada 65 yıl içinde hiçbir kentin 3 kez yıkılıp yeniden yapılmadığını ancak Türkiye’de bunun yaşanmasının ‘kent’in kaybetmesiyle sonuçlandığını kaydeden Göksu, Türkiye’de süregelen bu 3 dönüşüm sürecini şöyle aktardı: “1950-1980 yılları arasında göç ve yığılmalarla kentlerimiz bir dönüşüm yaşadı. Büyük kentlerin yarısı o dönemde apartman, yarısı gecekondudan oluşan mahallelerden oluşuyordu. 1981 yılındaki yasayla Türkiye, 15 yıl süren ikinci dönüşüm sürecine girdi ve gecekondu dönüşümü başladı. Tüm gecekondular apartmanlaşmaya, kaçak yapılaşmaya başladı. Kamusal ve açık alanlar o dönemde gitti. 1999’da Büyük Marmara depreminden sonra ise ‘İlk 2 dönüşümde yanlış yaptık’ denildi ve yeni bir dönüşüm başladı, fakat hiçbir dönüşüm sorunu çözmedi. Kamu, müteahhit oldu. Hep imar hakları artırılarak, kamu toprakları yeniden değerlendirilerek konut un, projenin finansmanı imar haklarından çıkarıldı. Şimdi artık 3'üncü dönüşüm sürecinin nasıl olacağını konuşmamız ve farklı kuramlar geliştirmemiz lazım.”

5 yıldan beri neden hala ‘7 milyon konut’ yenileniyor?

Kentsel dönüşümle ilgili verilerde dikkat çeken unsurlardan biri, 5 yıl önce de ‘7 milyon’ konut yenilenmesi gerekiyordu. Bugünkü söylemlerde de hala ‘7 milyon konut’ telafuz ediliyor. Bu da aslında bugün ağırlığı ‘binasal yenileme’ olarak bu 5 yılda başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin, gerçekten yıkılması zaruri binalar olup olmadığı konusunda soru işareti yaratıyor. Binasal yenilemenin kentsel dönüşüm için yeterli olmadığı belirtiliyor.

Panelde konuşan Entegre Proje Yönetimi Genel Müdürü Kemal Okumuş ise, kabaca 500 milyar dolara ihtiyaç duyulan kentsel dönüşüm için finansal kaynak sorununun çözülmesi gerektiğine işaret etti. Bütüncül plan yapılmasının önemini vurgulayan Okumuş, “Finansman sağlansa bile bütünsellik olmadan başarılı olunamaz. Dönüşüm, il ve ilçe bazında ele alınmalı. Fikirtepe gibi riskli ilan edilen pilot bölgelerde başlatılan dönüşümün, gerekli planlamaların bütüncül olarak yapılmadan, dönüşümün çevresine etkileri tam olarak incelenmeden bina bazlı yenilemeden oluşması, ileride kaynak, yoğunluk, altyapı gibi sorunları beraberinde getirecektir” dedi.

Depremde en az 2 Şişli kadar açık alan yaratmak şart!

Dönüşüm, ilave hak sağlayan bir bilet değil

Kentsel dönüşümün ranta dayalı, milli piyango gibi, yapı yoğunluğunu artıran, ilave haklar sağlayan bir bilet olarak bakılmasının yanlış olduğunu kaydeden Okumuş, “Hak sahipleri bireysel değil toplumsal çıkarları gözetmeli, kentsel dönüşüm tek elden yönetilmeli ve devlet bu konuya el atmalı. Bu süreci daha iyi yönetecek bir üst kurul kurulmalı. Riskli alanlarda oturanlar için uzun vadede uygun ödeme imkanlarıyla ödenebilecek yerlere taşınarak, bu binalar acilen yıkılmalı” diye konuştu.

212 riskli alanın 15’inde proje başladı

15 yıllık bir dönemde, her yıl 500 bin konutun yenilenerek bu problemin çözülmesinin planlandığını hatırlatan Kentsel Dönüşüm ve Hukuk Platformu Başkanı Prof. Dr. Gürsel Öngören panelde yaptığı konuşmada, 212 riskli alanın sadece 15 tanesinde proje başladığını, kalanının planlama aşamasında olduğunu kaydetti. Planlamanın vakit kaybı olmadığını ifade eden Öngören, dönüşümde rant bekleyen arsa sahipleri ve imar artışları veren yerel yönetim dönemine de son verilmesinin önemine değindi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Şehircilik Şurası vesilesi ile kentsel dönüşümü yeniden masaya yatırdığını belirten Öngören, şöyle devam etti: “Bu kapsamda Bakanlık yeni bir orta vadeli eylem planı yaptı. Mevzuat açısından gerekli düzeltmeleri yaparak gereken değişiklik taslağını Meclis’e kanunlaşmak üzere yolladı. Bu kapsamda Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki'nin basınla paylaştığı gibi, iki uydu şehir İstanbul'da oluşturularak, dönüşüm ihtiyacında yıkılacak yerlerdeki halkın geçici barınması için kullanılacak. Bu iki uydu kent ayrıca yoğunluğu olan Esenler , Gaziosmanpaşa gibi alanların kat yüksekliklerini azaltmak ve yatay yapılaşma için de kullanılacak. Bunun dışında tüm belediyelerin kentsel dönüşüm çalışmaları için devlet finasman kaynaklarını oluşturdu. Belediyeler öncelikle imar planlarını yenileyecekler, sonrasında halkla birlikte projelerini oluşturacaklar ve bu projeler özel sektör projeleri gibi süreç performans yönetimleri ekipleriyle gerçekleştirilecek. Bu yıldan başlamak üzere her yıl yaşam kalitesini artıracak sosyal alanlı 500.000 konut kentsel dönüşüm kapsamında yenilenecek."

Emlakjet Haber - Nihal Yuvacan

0 Takipçi