Hepimizin çocukluğu, annelerimizin vazgeçilmez mutfak eşyalarından anılarla dolu. Büyüyüp ailemizi ziyaret ettiğimizde bizlerde anılar barındıran unutulmaz mutfak eşyalarını biriktirdik. Hazırlarken bile anılarla gülümsedik.
Bir fırın düşünün; içinde hangi börek pişse çıtır çıtır olurdu.
Bu bardaklarda su bile içmeye razıydık ancak misafirler için vitrinde beklerlerdi.
Hep yediğimiz yemeğe bakıyorlarmış gibi hatırladığımız unutulmaz tuzluklar.
Herkeste olduğunu bilsek dahi asla bu perdeden vazgeçilmezdi.
Sofrayı kaldırdıktan sonra tam oyuna dalacakken elimize tutuşturulan kutsal gırgırımızdı.
Plastik yapıdaki sebzelikler renkli fırfırlarla süslüydü, mutfağın toplu olması için demirbaştı.
Tahta üzerindeki desenler çıkmasın diye kullanmaya pek de kıyamazdık.
Sıcak suyun sobanın üzerinde her zaman hazırda beklerdi.
Koşa koşa eve karnı acıkmış gelen çocukların tek umuduydu.
Minik bir bebekken meyve püreleri ve meyve suları koca bir çabayla hazırlanıyordu.
Herkes bu tabaklarda yemek isterdi ancak bunlar sadece annelerimizin günlerinde misafirlere çıkartılırdı.
En kalabalık sofralarda yemeğimizi ve salatamızı paylaştığımız binbir desenli melaminler vardı.