İstanbul’dan taşınanların en önemli 5 nedeni

GYODER’in düzenlediği 16. Gayrimenkul Zirvesi’ne katılan Sosyolog Dr. Jean François Perouse’un İstanbul’dan ayrılanların en önemli 5 nedenini incelediği araştırması kentleşmenin eksilerine işaret ederken, İstanbul ve Ankara’dan son dönemde paylaşılan ‘akıllı şehir’ örnekleri, verinin kullanımına dair umut verdi

GYODER’in düzenlediği 16. Gayrimenkul Zirvesi’nin gayrimenkuldeki tercihlere yönelik son oturumunda Galatasaray Üniversitesi Fransız Anadolu Araştırma Enstitüsü Sosyolog Dr. Jean François Perouse, İstanbul’dan ayrılarak Ege ve Akdeniz kıyısına yerleşenler üzerine yaptığı bir araştırmayı anlattı. Son yıllarda Ege ya da Akdeniz kıyısına yerleşmek üzere İstanbul’dan ayrılan, yeni aldıkları konutları satmaya veya kiralamaya çalışan bir kitlenin söz konusu olduğunu belirten Perouse, “Şu an yürüttüğüm proje, bu hanelere yönelik bir araştırma. Şu anda yaptığım görüşmelerden çıkan cevaplar, konu hakkında sizlere en azından bir fikir verecektir. Araştırmamdaki izlenimlerimi 5 başlık altında topladım” dedi.

Geliştiricilerin ana kaygısı 'yaşam' olmalı

Geliştiricilerin ana kaygısının ‘yaşam’ olması gerektiğine dikkat çeken Perouse, “ İstanbul , Türkiye ve dünyamız için Yap-Kaç konut üreticiliği bitmeli” diyerek İstanbul’dan ayrılma nedenlerine yönelik araştırmasını 5 maddede aktardı.

1- Yeni toplu konut projeleri aşırı, yoğun yapılaşma etrafında sıkça olumsuz yorumlar ve şikâyetler var. Nefes almaya engel olacak kadar büyük konut projeler i sorgulanıyor.

2- Yoğunluk meselesinin ötesinde yükselen beklentilerin hiç karşılanmaması yönünde şikâyetler fazla. Dar ölçekli, yüzeysel ve kalıcı olmayan peyzaj çalışmaları, artık artan çevre beklentilerine doyurucu bir şekilde cevap veremiyor.

3- Ulaşım alanında ihtiyaçların karşılanmaması giderek daha da görünür hale geldi. Tamamen özel araca bağımlı olan yeni yerleşim yerleri çok açık bir şekilde artık istenmiyor. İş ile ev arasındaki mesafe sorun teşkil eden bir konuma geldi.

4- Belli bir sadelik beklentisi var. İç mimarlık olsun, dış mimarlık olsun daha hafif, daha esnek bir yaşam ortamı ihtiyacı belirgin olmaya başladı.

5- Tüketime endeksli yaşam tarzını açık bir şekilde reddeden bir kitle var. Sıkça rastlanan AVM, rezidans gibi yapılar bu kitle için olumsuz tepkilere neden oluyor.

Türkiye’den 'akıllı şehir' uygulamasına 3 örnek

21. yüzyılda dünyayı verinin şekillendirdiğini belirten Microsoft Türkiye Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç ise panelde ‘akıllı şehir’ alanında Türkiye’den fütürist örnekler verdi. Yantaç , “Örneğin ODTÜ’de kurulan bir projede, katı atık yönetim sistemi için bir yenilik planlanıyor; çöp konteynerlerine birer sensör yerleştiriliyor ve eğer konteyner yeterli dolulukta değilse çöp arabası orada durmuyor. Dolayısıyla şehrin dışında duran bir konteyner yüzde 2 seviyesinde doluysa İl Özel İdaresi oraya kamyon göndermiyor. Bu 21. yüzyıl akıllı şehirlerine verilebilecek en iyi örneklerden birisi” dedi.

Binalara yerleştirilen sensörlerle binanın neresinde ne kadar enerji tüketildiğinin tespit edildiğini de belirten Yantaç, şöyle devam etti: “Buna göre veriyi binayı ucuz şekilde ısıtabilmek için, binanın katı veya sıvı atığını doğru bir şekilde toplayabilmek için kullanıyorsunuz. Türkiye’den beğendiğim üçüncü örnek de bir kamu inisiyatifi: Başakşehir Living Lab. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Mevlüt Uysal’ın Başakşehir Belediye Başkanı’yken yaptığı bir proje. Şehirde yer alan gençlerin o şehrin problemlerini çözmek üzere kodlama, robot geliştirme öğrendiği, dolayısıyla biz nasıl olur da katı atık yönetimini optimize ederiz diye düşünebildiği yöntemlerin geliştirildiği bir merkez burası. Pesimist olmak için çok neden var ama iyimser olmak için de nedenler var. Bunun Türkiye’de örneklerini görüyoruz.”

0 Takipçi